Rahim ve yumurtalığı alınacaktı tümörü dondurarak tedavi ettiler

 

Kırklareli'nde yaşayan Seval Ertuğrul, 2 yıl önce vajinal akıntı, adet dönemleri dışındaki kanamaların artması sonucu soluğu kadın hastalıkları ve doğum uzmanında aldı. Yapılan tetkikler sonucu genç kadına rahim ağzı teşhisi konuldu. Hızla tedavisi başlayan kadın 6 ay sonunda hastalığı yendi. Ancak hastalık, 2 yılın ardından geçtiğimiz aylarda nüksetti. Genç kadına, tedavi olması için bir ameliyat ile kalın bağırsağı, rahmi, ince bağırsağı, mesanesi alınması gerektiği söylendi. Ameliyat olmazsa hayatını kaybedeceği belirtilen Seval Ertuğrul, ameliyatı kabul etmedi ve farklı tedavi yöntemlerini araştırdı. Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Deniz Arslan ve Girişimsel Onkoloji Uzmanı Dr. Metin Çevener ile tanışan genç kadın, önce 2 kür intraarteryel kemoterapi (atardamardan kemoterapi) aldı. Ardından kriyoablasyon tekniği ile tümörün dondurulmasıyla hem ameliyattan kurtulan hem de sağlığına kavuşan Seval Ertuğrul, aylardır görmediği oğluna kavuşmak için taburcu oldu.

'AMELİYATI KABUL ETMEDİM'

Kendisine büyük çaplı ve zor bir ameliyat önerildiğini anlatan Seval Ertuğrul, 'Hem idrarımı hem büyük abdestimi torbaya yapacaktım. Genital bölgemi alacaklardı. 'Bunlar alındıktan sonra ne kadar yaşayabilirim ki' diye düşündüm ve ameliyat olmak istemedim. Şimdi iyi ki ameliyat olmadım diyorum. Önce 2 kür intraarteryel kemoterapi, direkt tümöre kemoterapi aldım. Tümörüm 2 ayda 9 milimetreye kadar düştü. Şimdi kriyoablasyon tekniği ile tümör dondurularak tedavi edildi. İnşallah hastalığı atlatacağım. İlk zamanlar çok korkuyordum artık korkmuyorum' diye konuştu.

'TEK İSTEĞİM OĞLUMUN MUTLULUĞUNU GÖREBİLMEK'

Kanserle mücadele eden kişilerin öncelikle kendilerine güvenmesi gerektiğini anlatan Seval Ertuğrul, 'İnsanların yapacakları çok şey var. Benim bu hayatta yapacak çok şeyim var. Bir oğlum var, ona dair planlarım var. Gizlesem de o bir şeylerin farkında. Bir rahatsızlığım olduğunu, tedavi gördüğümü biliyor ama ne olduğunu bilmiyor. Biz bu hastalığın kanser olduğunu ona söylemedik. 'İlaç kullandım o yüzden saçlarım döküldü' diye anlattım. Etkilenmemesi için elimizden geldiğince saklıyoruz. Bir tane evladım var ve en büyük hayalim, onun evlenip kendi yuvasını kurduğunu görebilmek. Çok zor bir süreç geçiriyorum ancak her şey onun için' ifadelerini kullandı.

2 KÜRLÜK TEDAVİYLE TÜMÖR 1 SANTİMETREYE DÜŞTÜ

Tümörün hasta tedavi için geldiğinde 6,5 santimetre olduğunu anlatan Medicana International İstanbul Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Deniz Arslan, 'Hastaya birçok merkezde pelvik ekzantrasyon adı verilen ciddi bir ameliyat önermişler. Hasta bu ameliyatı idrar yolları, kalın bağırsak ve genital organını etkileyeceğinden kabul etmedi. Hastaya tümörü besleyen ana damar atardamardan 2 kür kemoterapi uyguladık.Uyguladığımız tedavi, intraarteryel adı verilen atardamardan kemoterapidir. Bu tedaviyi baş boyun tümörlerinden, akciğer ve meme tümörüne kadar birçok tümörde uyguluyoruz. Bu yöntemde tümörü besleyen ana atar damardan tümöre direkt nüfus edecek şekilde nokta atışıyla operasyon gerçekleştirildi. Diğer yöntemlere göre çok iyi sonuçlar alıyoruz. Bu hastaya uygulanan 2 kürlük tedavi sonrasında tümör bir santimetreye kadar geriledi. Girişimsel radyolog hekimimiz hastaya kriyoablasyon yani tümörü dondurarak tedavi etme yöntemini uygulayarak tümörü tamamen yok edecek hastayı tamamen şifaya kavuşturacak' değerlendirmesinde bulundu.

'HÜCRELER DONMANIN ETKİSİYLE TAMAMEN PARÇALANMAKTA'

Bir santimlik tümörü yok etmek amacıyla tümör dondurma tedavisi uyguladıklarını anlatan Medicana International İstanbul Hastanesi Girişimsel Onkoloji Uzmanı Dr. Metin Çevener, tedavi hakkında şunları söyledi:

'Hastaya başka merkezlerde iç genital organların (yumurtalık, mesane, rahim ve bağırsaklar) alınmasıyla büyük bir operasyon önerilmiş. Ancak hasta bu operasyonu yaşının da genç olması nedeniyle kabul etmedi. Dolayısıyla çok küçük bir tümör olduğu için bir santimlik alana 'tümör dondurma tedavisini uygun gördük. Tümör dondurma tedavisi krioablasyon olarak adlandırılmaktadır. Bu yöntem daha önce 1980'li yıllardan beri yaptığımız tümörü yakarak yok eden diğer yöntemlerden daha sonra geliştirilmiş yeni bir tedavi. Buradaki amacımız tümörü lokal olarak yok etmek. Vücuttaki canlı dokular sıfır derecenin altına düştükçe canlılığını yitirir. Bu yöntemle biz dokuları eksi 40 derecenin altına hatta eksi 50 ve 60 derece gibi çok daha düşük seviyelere çekerek tümörlü alanı yok ediyoruz.Bu tedavide tümörün bulunduğu alan tamamen donmaktadır. Dolayısıyla hücreler donmanın etkisiyle tamamen parçalanmakta. Hücre zarı, kanserli hücrenin bulunduğu dokular tamamen tahrip olmaktadır.'

Bakmadan Geçme