Özel Röportaj: 'Otizmli çocuklar incinmeyecek bir toplum kurmak zorundayız'
Konuğumuz: Otizmliler Dayanışma ve Hakları Derneği Başkan Yardımcısı H. Murat Yıldırım ile soru-cevap yaptık.
Konuğumuz: Otizmliler Dayanışma ve Hakları Derneği Başkan Yardımcısı H. Murat Yıldırım
Soru 1: Öncelikle derneğinizi tanıyarak başlayalım. Otizmliler Dayanışma ve Hakları Derneği nasıl bir ihtiyaçtan doğdu? Üstlendiğiniz temel amaç nedir?
Murat Yıldırım:
Derneğimiz, uzun yıllardır hem ailelerin hem de otizmli bireylerin yaşadığı görünmez sorunları görünür kılma ihtiyacından doğdu. Bugün Türkiye’de otizm hâlâ yanlış bilinen, yanlış anlaşılan bir alan. Özellikle küçük şehirlerde aileler destek bulmakta zorlanıyor, haklarını bilmiyor veya bu hakları talep edebilecek mekanizmalara ulaşamıyor.
Bizim temel amacımız, otizmli bireylerin eğitimden sağlığa, sosyal yaşamdan hukuki zemine kadar tüm haklarının uygulanmasını sağlamak ve bunu yaparken ailelerin de güçlü bir dayanışma ağına kavuşmasını temin etmek.
Kısacası biz, kamu kurumlarına alternatif değil; onların eksik bıraktığı yerlere köprü olmayı hedefleyen bir örgütüz.
Soru 2: Sayın Yıldırım, Otizmliler Dayanışma ve Hakları Derneği neyi savunuyor? Sizi diğer kurumlardan ayıran temel çizgi nedir?
Murat Yıldırım:
Bizim derneğimiz, sadece bir hak savunuculuğu örgütü değil; bir vicdan örgütü.
Otizmli bireylerin haklarını korumak, onları görünür kılmak ve ailelerin yalnızlık duygusunu ortadan kaldırmak üzerine kurulmuş bir dayanışma hareketiyiz.
Bizi ayıran şey, teoriden çok sahada olmamız.
Bir okulda sorun mu var? Oradayız.
Bir aile destek mi istiyor? Kapısındayız.
Bir kamu kurumu görevini yapmıyor mu? Karşısındayız.
Çünkü bizim için mesele sadece mevzuat değil, insan.
______________
Soru 3: Biraz da derneğin vizyonundan bahsedelim. Kendinizi nasıl bir geleceğe hazırlıyorsunuz?
Murat Yıldırım:
Vizyonumuz çok net: Türkiye’de otizm politikalarının, bireyin haklarını önceleyen çağdaş bir seviyeye çekilmesi.
Biz şunu istiyoruz:
• Her otizmli çocuk nitelikli eğitime erişsin,
• Aileler ekonomik ve psikolojik olarak yalnız bırakılmasın,
• Her şehirde kamuya bağlı bir “Otizm Koordinasyon Merkezi” bulunsun,
• Şiddet, ayrımcılık veya ihmal içeren her davranışın cezai karşılığı gerçekten uygulansın.
Bunun için hem yerelde projeler üretiyoruz hem de ulusal ölçekte bir otizm strateji planının hazırlanması için çalışıyoruz.
______________
Soru 4: Geçtiğimiz günlerde Turgutlu’da çok üzücü bir olay yaşandı. Bir otizmli çocuğun okulda merdivenlerden itilmesi hepimizi sarstı. Bu olayla ilgili neler söylemek istersiniz?
Murat Yıldırım:
Bu olay hepimizin vicdanında büyük bir yara açtı. Çünkü otizmli bir çocuğun, üstelik eğitim ortamında, yani güvende olması gereken bir yerde şiddete maruz kalması kabul edilebilir değil.
Biz dernek olarak hem aileyle hem de hukuki süreçle yakından ilgileniyoruz. Okulların ve öğretmenlerin otizm konusunda daha fazla farkındalığa sahip olması gerektiğini bu olay bir kez daha gösterdi. Eğitim kurumları sadece ders verilen yerler değil; güvenli alanlardır.
Otizmli çocukların bazıları seslere, dokunmaya, rutin dışı durumlara hassas olabilir. Bu, onları daha kırılgan yapar. Bizim görevimiz, bu kırılganlığı istismar eden değil, onları koruyan bir toplum inşa etmektir.
Bu olayın üzerinin kapanmasına müsaade etmeyeceğiz. Sorumluların cezalandırılması ve benzer olayların önüne geçilmesi için takipçi olacağız.
______________
Soru 5: Bu tür olayların önüne geçmek için nasıl adımlar atılması gerekiyor?
Murat Yıldırım:
Öncelikle eğitim şart. Hem akademik eğitim hem de sosyal eğitim.
• Okullara otizm farkındalık eğitimi zorunlu hale gelmeli.
• Öğretmenlere, yardımcı personele ve öğrencilere düzenli seminerler verilmelidir.
• Rehberlik servisleri bu konuda uzmanlaşmalı.
• Şiddet uygulayan kişilere “cezasızlık” imajı verilmemeli.
Ayrıca yerel yönetimlere çok iş düşüyor. Engelli ve otizmli bireyler için kapsayıcı projeler, güvenli etkinlik alanları ve ailelerin yükünü hafifletecek destek mekanizmaları kurulmalı.
Soru 6: Siyasetle ve toplumsal mücadeleyle ilişkinizi de biliyoruz. Bu kimliğiniz derneğe nasıl yansıyor?
Murat Yıldırım:
Benim siyaset anlayışım net:
İnsanı merkeze almayan siyaset, siyasetsizliktir.
Bu dernekte yürüttüğüm çalışma da tam bu anlayıştan besleniyor.
Hakkı savunmak, adaleti talep etmek, çocuğu korumak… Bunlar siyaset üstü değil; bizzat siyasetin kalbidir.
Bir çocuğun insanlık onurunu savunamayan hiçbir siyaset anlayışı kabul edilemez.
______________
Soru 7: Son olarak, kamuoyuna ve ailelere bir mesaj vermek ister misiniz?
Murat Yıldırım:
Otizm bir eksiklik değil, bir farklılıktır. Ve her farklılık aslında toplumu zenginleştiren bir renktir.
Ailelere seslenmek istiyorum: Yalnız değilsiniz. Biz bu yolda yanınızdayız.
Kamuoyuna ise şunu söylüyorum: Bir otizmli çocuğa gösterdiğiniz anlayış, sadece bir çocuğa değil, tüm topluma iyi gelir.
Olayları sadece haber olarak değil, bir insanlık meselesi olarak görmeliyiz. Çünkü bugün merdivenlerden itilen o çocuk, yarın hepimizin vicdanı olacaktır.
Otizmli çocuklara sahip çıkmak bir lütuf değil, bir sorumluluktur.
Onları anlamak zorundayız.
Onları korumak zorundayız.
Onlara eşitlik sağlamak zorundayız.
Çünkü toplumun gerçek seviyesi, en savunmasız çocuğa nasıl davrandığıyla ölçülür.
Bakmadan Geçme