- Haberler
- Son Dakika
- İzmir Adliyesi'nde Avukatın Taciz İddiası tepkileri beraberinde getirdi
İzmir Adliyesi'nde Avukatın Taciz İddiası tepkileri beraberinde getirdi
Avukat A.G.'ye yönelik sözlü tacizi ve sonrasında gelişen olaylar, adliyede süregelen cezasızlık kültürünü bir kez daha gözler önüne serdi.
İzmir Adliyesi’nde görevli bir güvenlik personelinin, Avukat A.G.’ye yönelik sözlü tacizi ve sonrasında gelişen olaylar, adliyede süregelen cezasızlık kültürünü bir kez daha gözler önüne serdi. Tüm şikâyetlerine rağmen herhangi bir idari veya adli işlem yapılmayan A.G., “Can güvenliğim yok, adliyeye girmekten korkuyorum” dedi. Skandal büyürken, Adalet Bakanlığı ve İzmir Barosu’na çağrılar yükseliyor.
23 Ağustos’ta Başlayan Süreçte Tepki Çeken Ayrıntılar
Olay, 23 Ağustos 2024 günü İzmir Adliyesi Sulh Ceza Hâkimliği binasının avukat giriş kapısında yaşandı. Avukat A.G., görevli olduğu duruşmalar nedeniyle her gün kullandığı giriş kapısından geçerken, adliye güvenliğinde çalışan bir erkek görevli tarafından sözlü tacize uğradı.
Avukat A.G., yaşananları derhal İdari İşler Birimi’ne hem yüz yüze hem de telefonla bildirerek görevlinin hakkında işlem yapılmasını talep etti. Ancak bu talep, idari yetkililerce görmezden gelindi. Güvenlik şefi, olayın örtbas edilmesini tercih ederek yalnızca failin görev yerinin değiştirileceğini belirtti. Ne var ki, bu değişiklik “ceza” değil, adeta ödül niteliğinde oldu. Fail, avukatların yoğun olarak kullandığı ana giriş kapısına yerleştirildi.
Mobbing, Takip ve Kamera Kayıtları
Aradan geçen bir ay sonra, 26 Eylül 2024 tarihinde avukat A.G., yeniden aynı güvenlik görevlisi ve yanındaki personel tarafından adliyeye girişte izlenmeye ve baskıya maruz bırakıldı. Olayın ardından yapılan suç duyurusuyla birlikte elde edilen güvenlik kamerası kayıtları, yaşananların ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kamera görüntülerinde:
• Tacizci güvenlik görevlisinin görev başındayken cep telefonuyla ilgilendiği,
• Avukat A.G.’nin adliyeye girişini takip ettiği,
• Başka bir güvenlik görevlisinin A.G.’nin gelişini tacizciye haber verdiği
• Ve tacizcinin kapıya gelip adeta gözcülük yaptığı açıkça görüldü.
“Şikâyetim Kasten Geciktiriliyor”
Avukat A.G., sürecin tamamında yalnız bırakıldığını ve şikayetlerinin bilinçli olarak sonuçsuz bırakıldığını ifade etti. Failin ifadesinin dahi henüz alınmadığını belirten A.G., şunları söyledi:
“İdari makamlar beni oyalıyor. Her gün adliyeye girmek zorundayım ama her seferinde fail ile karşılaşma riskiyle karşı karşıyayım. Görev yerleri, adeta beni tedirgin etmek üzere ayarlanıyor. Bu, kurumsal mobbingtir.”
“Eğer Erkek Olsaydım Bu Yaşanmazdı”
Avukat A.G., süreci sadece bireysel değil, toplumsal ve sistematik bir sorun olarak değerlendirdi:
“Eğer erkek olsaydım ya da fail ceza alacağını bilseydi, bu kadar pervasız davranamazdı. Bu olay mesleki onuruma, kadın kimliğime ve kişisel güvenliğime yönelmiş doğrudan bir tehdittir. CİMER’e defalarca başvurdum, ama hâlâ yanıt alamadım.”
Adalet Bakanlığı ve İzmir Barosu’na Çağrı
Yaşananların ortaya çıkmasının ardından kamuoyunda büyük tepki oluştu. Avukat A.G., failin derhal görevden alınması ve etkin bir adli-idari soruşturma başlatılması çağrısında bulunarak İzmir Barosu’nu ve Adalet Bakanlığı’nı göreve davet etti:
“Ben bir avukatım, görevim yargıya ve hak arama özgürlüğüne hizmet etmek. Ancak yargı binasında dahi kendimi güvende hissedemiyorum. Bu kabul edilemez. Mesleğimi yapmam engellenemez.”
Baro’dan ve Bakanlıktan Beklenen Adım
İzmir Barosu’nun ve Adalet Bakanlığı’nın bu tür iddialar karşısında acil ve şeffaf bir süreç yürütmesi bekleniyor. Aksi halde, bu olay yalnızca bir bireyin değil, tüm kadınların ve hukukçuların adliyeye duyduğu güveni sarsacak bir vaka olarak tarihe geçebilir.
Bakmadan Geçme





