İlhami Dinçer

BİNDİK BİR ALAMETE, GİDİYORUZ KIYAMETE

İlhami Dinçer

Ülkem tam da kıyamet yolcusu durumunda. El ele tutuşmuş kıyamete gitmek için kuyruk oluşturmuş bekler durumdayız. 

ABD ile, Reza Zarap ve sonrası Halkbank Genel Md. Yrd. nın gözaltı ve hapsi, serbest gezen Fethullah Gülen’in hapsine ilave edilmişliği yetmiyormuş gibi; Cumhurbaşkanı ile ABD ye giden korumalar kendilerini ülkemde zannederek orada da adam dövmeye kalkınca “DUR!” ihtarına uğradılar. O da yetmedi, haklarında hapis cezaları verildi. Şimdi o korumalar ABD ye gidemiyorlar. Gitmeye kalksalar tutuklanacaklar. (ABD yakında onları da “ArananlarListesine” koyar da bizden kısas olsun diye isterse şaşmayacağım....)

“Fetö’yü veya Halkbank Gn. Md Yrd. sınını alabilmek için” deniliyor olsa da ben inanmıyorum, İzmir de ortaya çıkarılan ve gün geçtikçe ülke meselesi haline dönüştürülen Rahip Brunson’un da Alman Vatandaşı Türk asıllı gazeteci gibi yargılanması bitmeden bir sabah vakti uçağa bindirilip gönderildiğini (Hem de KHK olmadan) duyar iseniz siz de şaşmayın sakın.

Biz ise hala yapabilecek olduğumuz; ne İncirlik Üssünü kapatabiliyor ne de Malatya Kürecik te bulunan radarları sökmeyi akıl dahi edemiyoruz... Derler ya: “Sidik yarıştırmanın alemi yok.”

Avrupa Ülkeleri sıraya girmişcesine bürokratlarımız bir yana, milletvekillerimizi hatta bakanlarımızı ülkelerine almamak için adeta birbirleriyle yarış halindeler. Komşu ülkelerimizi hiç birinin bize dost gözü ile bakmadığı gerçeğini de görmemezlikten gelemeyeceğimize göre.. Müslüman olarak değerlendirdiğimiz en ufak olanınından tutun da en büyüğüne kadar bütün ülkeler, yaptığımız onca iyiliklere rağmen gözümüzü çıkartmak için

“Mertek arama” zahmetine bile katlanmıyorlar. Yurdumuzun en güzel yerlerini sattığımız veya çok ucuza devrettiğimiz kurumlarda yenilik-güzellik yapmadan bedava oturan bu dost görünümlülerin üzerine, sınırlarımıza sığınmalarına göz yumduğumuz, maaş bağladığımız, okullarımıza sınavsız soktuğumuz ve okuttuğumuz; hatta hatta vatandaş yaptıklarımız da ihanet kervanına dahil oluyorlar...

Milli Eğitimizin adının var kendisinin olmadığını artık duymayan değil, görmeyen kalmadı. 8. Sınıflar için yapılmış olan “Liselere Yerleştirme Sınavlarında” 700 000 civarında gencimizin olumsuz etkilenmiş olmasının vebalini herhalde “Dış Güçler Yaptı” diye kimse savunmaya kalkmayacaktır. 16 yıllık iktidarları döneminde Başbakanın aynı, Milli Eğitim Bakanlarının farklı olduğu gerçeğinden hareketle sistemin 14 defa değiştirilmiş olması yetmiyormuş gibi “Başkanlık Sistemi” denilen ucube bir sistemde atanan MEB nın yeni bir sistem aramasına girmesi de ayrı bir garabet olarak ortaya çıktı...Yerleştirmesi yapılamayan öğrenciler için 5-6 bürokrat cezalandırılırsa (Başka bir kurumda daha üst seviyeye gelirse şaşmam) mesele hallonulacak sananlar da var tabii.

“Gavur Parası” Dolar ve Euro da bize düşmanlık yapabilmek için birbirleri ile yarışa girmişler. Altın da onlardan geri kalmamak için şaha kalkıyor. Devlet Başkanının “Altınlarınızı yastık altından çıakartın, Dolarlarınızı Türk Lirasına çevirin” şeklindeki isteğini, toplantıda bulunan zevat “YOK Kİ! diyerek karşı çıkmaya kalkınca insanın, ister istemez "Bunlar da dış güçlere ayak uydurmuş” diye inanası geliyor. 

Kanlarımızı alıp “Oktar Babuna’nın kanserine çare bulacağız” yaygara yapanlara, devrin Sağlık Bakanı “Gen Haritamızı çıkartıp, Türk İnsanı için özel virüs üretecekler”dediği zaman gülenler... Şimdi Fetö yerine koydukları Adnan Hoca’nın arkasından dolanıyorlar iken Osman Durmuş’un önünde saygı ile durmaları gerçeğini nedense hatırlamak dahi istemiyorlar. Dün, okullarımızda okutulması için tavsiye kararı alıp bedavaya dağıttıkları Adnan Hoca (Harun Yahya) kitaplarını şimdi hain-düşman ilan etmenin inandırıcılığı ne kadardır?

24 Haziran Seçimleri sürecine Sayın Meral Akşener ve İyi Parti’yi yok sayan “Göbeklerinden ve de kuyruklarından birbirine bağlı” basın kuruluşları; şimdi Mal Bulmuş Mağribi gibi bu Akşener ve İyi Parti konusuna sarılıyorlar. Dün “Fetö’cü- ABD tarafından destekli- Proje Partisi...” dedikleri İYİ Parti de sinek uçsa: “ERKEK Mİ DİŞİ Mİ?” diye merak edip yorum yapmaya kalkmaları bunun en güzel örneği. Gündemlerine dahi almamak için gözlerini kapatıp-kulakalrını tıkayanlar bugün Akşener’i gözden düşürme (Bir bakıma reklamını yapma) yarışı içindeler.

Sayın Akşener, “BAZI DEĞİŞİKLİKLER OLACAK-OLMALI” dediği zaman kaale almayanlar, Olağanüstü Kongre ve “Aday Olmayacağım” sözlerinden sonra değiştiler. Oysa demokrası gereği değişiklikler ancak kongrelerde olur. 12 Ağustosta yapılacak İYİ Parti Konresi bu açıdan: MHP, CHP ve AKP Yönetimlerine inşallah iyi bir örnek olur. 

Ülkem, düşman ettiğimiz komşulara, ABD ye, AB Üyesi Ülkelere, Dolara, Euroya rağmen ve de bunların suçunu muhalefete yüklemeye çalışan iktidara rağmen... İnşallah düze çıkar. . Söz verilip de, adı bile anılmayan 3600 katsyıya, Millet Kıraathanelerine rağmen...

Yazarın Diğer Yazıları