Murat Yıldırım

AKILSIZ BAŞIN CEZASI…

Murat Yıldırım

Demek benden “ oy” umu istiyorsunuz…

Vallaha  “ oy” um diye söylemiyorum, nice olmazları olur yapar.

O olmazların kahrını çeker,

Çalıp çarpmalarına göz yumar,

Ne verirsen onunla yetinir,  “gık” demez,

Vergiye değil haraca bağlasan bana mısın demez…

İcabında gider şehit olur,

Veya muhakkak bir şehidin cenaze namazını kılar,

Yine de “ biraz da siz ölün, yetti beni öldürdüğünüz “ demez…

Ağzı vardır, dili yoktur benim “oy” umun…

Tarlada, harmanda, fabrikada çalışır,

Açlığıyla nice 550’yi doyurdu, emekli etti,

Yetmedi,” daha yok mu?” diye soranlara, biriktirdiği neyi var neyi yok hepten verdi.

ATA’sı gidince ne yapsın garibim,

Her geleni ATA’sı gibi sandı, hürmette kusur etmedi, izzeti ikramını eksik etmedi, elinde avucunda neyi var neyi yok hepsini verdi, zaman geldi kendisine yapılan hataları affetti, zaman geldi sokaktan topladı kendini sokağa atanları…

Sonra zekidir…

Anlar ilimden bilimden, şiirden edebiyattan, şarkıdan türküden ve birilerinin içine tükürdüğü sanattan.  Ve fakat pek anlamasa da, sanatçı kisvesine bürünmüş bazı dalkavukların sanatlarını, ses etmez onlara da, zira herkes ekmeğinin derdinde diye düşünür… İrdelemez pek, ekmek pasta çelişkisini veya tavuk yumurta açmazını, sonuç itibarı ile vakitsiz öten horozun halt yemesidir ona göre tüm bu olayın asıl sebebi…

Ama ben “oy” umun, 

Tek adamın emri ile insanları robot yapabildiğini,

O robotların dün tükürdüklerini, bugün yalayabileceklerini,

“ Vatan, millet, din” deyü deyü,

Vatanı, milleti, dini hiçe sayabileceklerini,

Yine aynı robotların tek bir kumanda tuşu ile gerek sağa, gerek sola evirilebileceklerini, ( gerçi ekmek için ekmelettin, reçel için gül demelerinden biraz olsun kaygılanmamak bence “oy” umun kusurudur. Ama ,”kadı kızında da olur bu kadar kusur” deyip konuyu tatlıya bağlamak da fayda görüyorum.)

Kısacası Cumhuriyetin temel ilkelerini, 

Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluş felsefesini,

Yıkacağını bilmiyordum…

Şimdi benden “oy”umu istiyorsunuz.

Tek adam rejimi sürecek diyorsunuz.

“ Akıl akıl, gel peşime takıl” diyorsunuz.

“ OHAL var grev yok” deyip, hakkını aramak isteyen çalışana, “ hakkın benim verdiğim kadardır” diyorsunuz.

Çalmaktan gayri, çalışmakta çare bulan nice çalışana, “madem çalışıyorsun, bununla yetin” diyorsunuz.

Eğitim ve öğretim bahanesi ile açılan vakıflarda tecavüze uğrayan çocukları, görmeyin ve bilmeyin diyorsunuz, Vallah ne diyeyim…

Sandıkta görüşürüz diyorum…

 

Yazarın Diğer Yazıları