Haşim Karataş

Ismarlama haberle gazetecilik olmaz!

Haşim Karataş

Gazetecinin tarafı olmaz ama olacaksa haktan, haklıdan ve halktan yana olur…

Gazeteci, kamuoyunu tarafsız, doğru ve hızlı biçimde bilgi ve haber vererek, toplumu aydınlatıp, meslek ilkelerine, kişilik haklarına saygı çerçevesinde hizmet veren kişidir. Son zamanlarda; Ismarlama haber ve ısmarlama fotoğraflarla, Turgutlu Belediyesi hakkında her şeyin çok olumlu bir biçimde yansıtıldığını görmekteyiz. Kamuoyu istiyor ki; Turgutlu’da yaşanan olumsuzluklar da yazılsın. Olumsuzluklar da yazılsın ki; belediye yanlışlarını görsün ve kendine çeki düzen versin.

Turgulu’ya layık olan basın böylesine tarafsız olan bir basındır diye düşünüyorum.

Gazetecilik maskesi altında, bazılarının gazetecilikten başka her şeyi yapanları görünce içim yanmıyor değil hani.

Peki gazetecilik nedir yada ne değildir?

Gazeteci, her şeyi bilen değildir.

Öğrenen, araştıran, kuşkulanıp araştıran, birleştirendir.

Gazetecinin önce kendine sonra topluma karşı sorumluğu olmalıdır.

Gerektiğinde, hata yaptığında özür dilemeyi de bilmelidir.

Ve etik değerlere saygılı ve vicdanlı olmalıdır…

İyi araştırmadan yapılan bir haber, birçok insanın,ailenin hayatını kararttı;acı intihar olaylarını gördük.

Gazetecilik ne değildir?

Gazetecilik, ısmarlama haber yazmak değildir…

Gazetecilik, kişilik haklarına saldırmak değildir…

Gazetecilik, birilerinin tetikçiliğini kalem ile de olsa yapmak değildir…

Gazetecilik, kalemini birilerinin kişisel çıkarlarının hizmetine sunmak değildir…

Turgutlu'da; Açık bir şekilde taraflı bir yayın politkası izlendiği güdülmekte…

Son zamanlarda bazı yerel basın organları taraflı bir tutum sergilemekte ve Turgutlu’da bir çok olumsuzluk olmasına rağmen bunları görmezden gelerek Turgutlu halkı adeta kandırmakta…

Bu sözlerimi işini hakkıyla yapanları tenzih ederek söylüyorum ve bu sözlerimi kalemini 3 kuruşa satanlara gönderiyorum

Size bu konuyla ilgili bir fıkra anlatacağım;

 “Memleketin birinde bir bakan çok güzel işler yapmasına rağmen basın tarafından hep eleştirilirmiş. Bakan en sonunda düşünmüş, basın danışmanını yanına çağırarak söyleyin yarın bütün basın göl kenarına gelsin. Bakan yürüyerek gölü geçecek deyin demiş. Ertesi gün bütün basın toplanmış. Bakan yürüye yürüye gölü geçmiş. Alkışlar, kıyametler kopmuş. Bakan bugün ilk kez hakkımda güzel şeyler yazacak diye umutlanmışken, ertesi gün bir bakmış bütün basın bakan yüzme bilmiyor diye yazmış”

Yani kısacası;‘’Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az’’

Turgutlu'daki bazı basın organlarının bu çizgide olduğunu görüyor ve bu eleştiriyi yapıyorum.

Turgutlu'daki; meslektaşlarımın ve özelliklede bazı internet sitelerinin “Kendilerine bir an önce bir çeki düzen vermelerini temenni ediyorum.

Bu vesile ile...

Kalemini satmayanlara selamlarımı iletiyorum.

Saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları