ŞİİRE SUSAYINCA-1

Değerli Dostlar,

Susuzluğun olduğu bu mevsimlerde, kurak gönüllere bir damla şiir olalım dedim:

GECENİN ÇIĞLIĞI

Sessiz ve derinden
Herkes uyurken,
Bir insan evveli kadar
Ucu hala kapanmamış maziden,
Üstelik içinde tarih günahkar,
Nefs günahkar, cehalet fail,
Her geçen günde daha bir aşikar...
Birileri ödemeliydi geçmişin
İçe çekilmemiş şefkatini ve anlamsızlığını,
Büyüdükçe daha daha biriken sancısını,
Katlanan borçlar gibi...
Yaşanan ıskalamalar,
Muhasebesini ederken tekrar ve tekrar,
Yeniden bir umuda sefer,
Yollar şaşsa ne gam arasıra,
İçinde hep yaşayan,
Ağları, telleri karınca gibi delen,
Azim hep sağsa...
Üstelik alem umursamaz şen şakrak iken,
Aslında garip ve kaybolmuş iken,
Teslim olmuş iken, sadece gürültü yaparken,
Dar manalarda kalmışken,
Sen bir fabrika kapısından daha girerken,
Gecenin tam dördünde,
Sirenlerden bir evvelinde,
Gökyüzünde ki yıldızlar içindeki ülkeni kışkırtırken,
Dersin ki;
Çıkmazlar, ara vermeler, umutuzluklar,
Bazen gafletler,
Kayıp aranıyor vaziyetler,
Bir dokunuşa mahrum ten ağlarken,
Gönül kılavuzsuz iken,
Yine de adamlaşmanın sancısında iken...
Umarsın ki hala evet;
Çile çeken dünyada,
Yaşadıkların, zihninde yordukların,
Fırtınanın önünde savrulduğun kesitler,
Yaşanmamış kalabalıklar,
Dostlaşan yalnızlıklar,
Boşuna değildir be fukara...
Küfrü çekip üzerine
Doymuş bir cephane gibi
Patlamaktır belki de,
Büyük dertlerin bu değil mi icabı diye

Beklersin beklersin belki yine de...
Ve bakarsın ki bahar açmaya yüz tutmuş,
Filiz yeşermiş yaban otlarından hemen sonra olsa da,
Keşfedilmemiş adamlıklara büyüttüğün gebelik,
Kılcal adımla gün yüzüne çıkar yine kontrol içinde,
İçinden dürten tedbirce...
Çünkü;
Bilirsin ki kıspetine vura vura çıkan
Pehlivan işi değildir çıktığın yol...
Deneyler vesikadır buna,
Hiç anlaşılmasanda...
Bitmeyen sezgilerin varsa,
Ne gerek var hem merama...
Hem bu öğrenilen kurtuluş,
Diyelim ki asılı kaldı yükselen ruhta,
Ne bilirsin ki ey dost,
O tamamlar Gam'ını,
Hiç şüphesiz zulme dur diyecek,
Arkadan gelen hep yinelenen taze kullarında...
Zor zanaattır vesselam,
Günahlı da olsan artık,
Çocukluk saflığında sebatta,
Yürümek hep yanıp tutuşan kurtuluşa,
Bir bakraç olsanda...
Ucuz devirlerde çarçur etmedin zaten ya,
Belki zulmü harcamak için
Bugün ve o gün bir sabahta...
Sakın ağlama, yapma tafra,
Kusma, içinde patlasada,
Küçük hesaplarda gagalansan da,
Vardır elbet bir hikmeti,
Koroloşan devranda...
Yazmak, okumak, gıcırdamak
Eyyam yapmak, sallamak,
Birde biz deneyelim değil dert lakin,
Değil bu sahada topta oyunda...
Saf tutmaktır enginlere açılırken,
Keyfiyeti boğan,
Asırlar açan,
Sessiz bir beklemektir,
Bazen gıdım gıdım olsa da...

Şiir: Ekrem Canbaz

Yazarın Diğer Yazıları