YA MİLLETİN BAHTI YA DA TEK ADAMIN TAHTI

CHP Turgutlu İlçe Başkanlığı, Turgutlu Simavlılar Derneğini önceki akşam ziyaret ederek neden 'Hayır' oyu kullanmaları gerektiğini anlattı.

16 Nisan anayasa değişikliği referandumu çalışmaları kapsamında CHP milletvekili adayı Hasan Cahit Kaplan, Merkez İlçe Eski Başkanı Hamza Kopal, İl Yöneticileri, İlçe Başkanı Erk Kayabaş ve Yönetim Kurulu Üyeleri Turgutlu Simavlılar Derneği üyeleri ile biraraya geldi. Simavlıların yoğun katılım sağladığı Hayır’lı toplantı Hasan Cahit Kaplan’ın konuşmasıyla başladı.

“VERİLEN HAYIR OYU EVET DİYENLERİN DE ÇOCUKLARINI KORUYACAK”

Kaplan, “Yarınlarımızı, çocuklarımızı, torunlarımızı, geleceğimizi, Türk milletini;  tek adam anlayışının karşısında çoğulculuğu, akılcılığı, özgürlükçülüğü savunmak için buradayız. Referandum sürecini sevgi diliyle, umutla, hiçbir siyasi parti çatısı altına girmeden, tüm kesimlerle dayanışma içerisinde olarak, ortak akılla yürüteceğiz. Neye Hayır dediğimizi siyasi görüşü ne olursa olsun, herkese anlatmak için, hiç kimseye önyargılı olmadan referandumun sonucunun, Cumhuriyet değerlerine, parlamento sistemine dolayısıyla geleceğimize olan etkilerini anlatmak için buradayız. Cumhurbaşkanı partili olarak istediği Meclis kurulunu belirleyecek, istediği kadar bakanlık kuracak, bakanları belirleyecek, istediği kadar cumhurbaşkanı yardımcısı atayacak, sonra HSYK'yı ve  Anayasa Mahkemesi'ni tek başına belirleyecek. HSYK'nın 4 üyesini devletin başı olma sıfatıyla Recep Bey atıyor. HSYK'nın iki üyesi olan biri Adalet Bakanı, biri adalet bakanı müsteşarı. Bunları hükümetin başı sıfatıyla Tayyip Bey atıyor. Geriye 7 tane var. Partinin Cumhurbaşkanı olduğu için bunu da Sayın Erdoğan seçiyor. Sonuç 4 Recep, 2 Tayyip, 7 Erdoğan, 13 tamam, Recep Tayyip Erdoğan. Bir kişinin üzerine elbise dikmişler, kendinden sonra gelene de uysun diye, ikiz kardeşi gelse ona uyması mümkün değil. Bu yetkilerle seçilecek olan kim olursa olsun biz buna sonuna kadar karşıyız. Başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelere bakın tümünde başkan ve çevresi güçlenir, zenginleşir, halk fakirleşir. Parlamenter sistemden başkanlık rejimine geçen hiç bir ülke gelişmedi, bu tercihi yapan bin pişman. Mesele çok önemli. Mesele memleketin varlığı ya da yokluğu. Ben milletimize şunu söylüyorum halk oylamasından 'hayır' oyu çıktığında parlamenter sistemle yolumuza devam edeceğiz. Verilecek 'hayır' oyu EVET diyenlerinde çocuğunu da koruyacak. Tek adam rejimi kurulacak, tek adam her şey olacak, devletin tümüne hükmedecek. Bir kişi Başkan seçilecek ve o kişi hem hükümet, hem Meclis, hem de mahkeme olacak. Başkan olan kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. O parti belki de senin hiç oy vermediğin / hiç sevmediğin bir parti olacak.  O partinin genel başkanı hakimleri atayacak. Kararname adı altında kanun yapabilecek. Seçtiğin Millet Meclisini fesih edebilecek. Orduya emir verecek. Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Japonya gibi değil, Suriye, Libya, Mısır, İran, Kuzey Kore, Uganda gibi bir ülkede yaşayacaksın.Seçtiğin milletvekillerinin hiçbir hükmü kalmayacak. Rejim değişecek. Sadece adı Cumhuriyet olacak. Gerçekte krallık gibi her şey bir kişinin elinde olacak. Demokrasi kalmayacak. Başkan sokakta bir kişiyi öldürse, 400 milletvekili izin vermezse mahkemeye çıkarılamayacak. Başkan ve yardımcıları ile bakanları yolsuzluk yapsa, yetim hakkı yese, devlet malına el uzatsa dahi 400 milletvekili izin vermezse mahkemeye çıkarılamayacak.Başkan kendini ve bakanlarını mahkemeye çıkarma girişiminde bulunan meclisi fesih edebilecek. Hakimler ve savcılar Başkanın sözünden çıkamayacak. Başkan hak hukuk tanımaz, zorba biriyse seni koruyacak hiç kimse olmayacak. Can ve mal güvenliğin kalmayacak. Tek adam karar verdiğinden belirsizlik hakim olacak. Ekonomi tek adamın keyfine göre vereceği kararlara kurban edilecek. Kriz, iflaslar, işsizlik ve yoksullukla birlikte çöküş gelecek.  Asgari ücreti, fiyatları, maaşları, işçi memur alımlarını, dernek sendika kurulması ve kapatılmasını, her şeyi tek adam belirleyecek. Tek adam kimsenin aklına ihtiyaç duymayacağından, devlet ve toplum hayatında danışma, ortak akıl, uzlaşma gibi yöntemler olmayacak. Çatışma, kutuplaşma ve terör için en uygun zemin oluşacak. Beş yılda bir sandığa gidip bir Başkan bir de onun partisinin çoğunlukta olduğu Meclisi seçeceksin. Bir dahaki seçime kadar sana kimse bir şey sormayacak. Seçtiğin milletvekili de Başkanı kontrol edemeyecek, senin hakkını koruyamayacak. Başbakan olmayacak. Bakanlar sadece Başkana karşı sorumlu olacak, Meclise karşı sorumlu olmayacak. Milletvekillerini umursamayacak. Seçtiğin milletvekilleri bakanlardan ve bürokratlardan hizmet yapmasını isteyemeyecek, hesap soramayacak. Sana hizmet getiremeyecek. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girecek. Buraların hepsi “Başkanın Partisine” göre düzenlenecek. Başkan senin partinden değilse devlet kapısında yerin olmayacak.  Başkan isterse devlet kurumlarını bölgelere ayırarak ülkenin bölünmesine neden olabilecek. Başkan, padişahlarda dahi olmayan, Atatürk’e bile verilmeyen yetkilere sahip olacak.” şeklinde konuştu.

“DÜNYAYI HAYIR DİYENLER DEĞİŞTİRİR”

Kaplan’ın ardından söz alan Kayabaş ise; “Kuran’ın ilk emri oku’dur. Deflarca okudum ve acaba dedim, bu maddelerin birinde işçiler için bir şeyler var mı? Emekliler için bir şeyler var mı? Terörle mücadele var mı? Bu 18 maddeyi bir okusanız neyine evet diyeceksiniz ki? Size bir şey yok burada Simavlı kardeşlerim. Şimdi 'Tek bayrak için evet' diyorlar. Yarın 'Hayır' çıkarsa, çift bayrak mı olacak? Sen Ankara'nın göbeğine, Barzani'nin diktiği bayrakla karıştırıyorsun. Şimdi her şeyin adı değişti. Mesela mitinglerin adı 'toplu açılış' oldu. Mesela PKK yok artık, Kandil var. Mesela Abdullah Öcalan yok. İmralı var. Mesela zam yok, fiyat güncellemesi var. Benzine hiç zam gelmiyor 4-5 senedir. Sadece fiyatları güncelliyorlar. Türkiye'nin durumu budur. Özet yapayım mı size Simavlılar. Ya milletin bahtı ya da tek adamın tahtı. Zenginin çocuğu 20 bin lira maaşla vekil olacak. Fakirin çocuğu 20 yaşında El Bab'da şehit olacak. Ben hayır diyorum buna. 80 milyonun bütçesine bir kişi bakacak. Bunun neyine evet diyeceksiniz. Evet derseniz Cumhurbaşkanına 5 ay süreliğine olağanüstü hal ilan etme yetkisi vereceksiniz.  Bir kişinin hepimizin hayatı üzerinde böylesi sınırsızca tasarrufta bulunabilmesine razı mı geleceğiz? Tek bir kişinin arzusu ve mutluluğu için milyonlarca insanın özgürce yaşama hakkını kendi elimiz ile teslim mi edeceğiz? Egemenlik bizlerindir. Tek bir kişinin tüm yetkileri elinde toplayacağı, denetlenemez, kontrol edilemez, keyfi bir rejim ile yönetilmek istiyor muyuz? 15 yıldır ne istediler de yapamadılar? Hayırlı bir iş yapacaksınız. Bundan eminim.” dedi.

Sohbet havasında geçen Hayır’lı toplantı sonrası dernek üyeleri CHP’lilere bilgilendirme için teşekkür ederek, çiçek takdim etti. Neden Hayır denildiğine dair broşürlerden de dağıtan CHP’liler toplu fotoğraf çekimi sonrası dernekten ayrıldılar.

 

Bakmadan Geçme