Tezcan,'Man Adası Belgeleri'ni açıkladı

CHP Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınlarının Man Adası'nda 1 sterlin sermaye ile kurulan şirkete para transferleri yaptığını belirterek gösterdiği belgeleri kamuoyu ile paylaştı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınlarının Man Adası'nda 1 sterlin sermaye ile kurulan şirkete para transferleri yaptığını belirterek gösterdiği belgeleri kamuoyu ile paylaştı. 

İŞTE O BELGELER

Tezcan, "TBMM'de görüşülsün dedik, ama TBMM'de hakim irade bu konunun görüşülmesinden rahatsız. Biz kutuyu açtık. Belgelerin orijinallerinin bulunduğu kutumuz burada" dedi.

"NAYLON BİR ŞİRKET"

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun para transferinin yapıldığını açıkladığı şirketin naylon bir şirket olduğunu öne süren Tezcan, "1 Sterlin sermayeli bir şirket. Yani şirketin sermayesi 5 lira. Adaya gitmek isteseniz dolmuşa binecek para değil. Buradan sizi havaalanına götürecek para değil. Genel Başkanımız Salı günü bu para transferini anlattı belgeler ile. Çarşamba günü 'Meclis araştırması yapalım' dedik. Bu transferin altını üstünü inceleyelim diye. Sonra Perşembe günü dün TBMM'de Meclis araştırma önergemiz AK Parti milletvekillerinin oyuyla reddedildi. Şimdi bugün, ‘Niye paylaşmıyorsunuz?’ dediler. Önce milletvekilleri görsün dedik. Şimdi milletle paylaşıyoruz. Tamamını sizlere dağıtacağız. Demek ki ne yaptığımızı biliyoruz. Adım adım yol haritasını anlattım. Bugün orijinallerini sizlerle paylaşacağız" dedi.

DEKONTLARI GÖSTERDİ

Kendilerine 'bu belgeler sahte' dediklerini yineleyen Tezcan, "Ziya İlgen 1 milyon 250 bin liralık dekont, dekontun aslı. Ahmet Burak Erdoğan 1 milyon 450 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte. Mustafa Gündoğan 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte, hani sahteydi. Osman Ketenci dünürü, 1 milyon 250 bin dolarlık dekont, bu mu sahte. Osman Ketenci yine bu da mı sahte. 1 milyonluk dekont. Mustafa Erdoğan 2.5 milyon dolarlık dekont, bu damı sahte. Bunların tamamı orjinal belge. Hiç kimse telaş etmesin. Bunlarda paraların hareketini gösteren belge. Para geliyor, gidiyor. Hepsi burada yazıyor. Bunları anlattık kıyameti kopardılar. Çünkü telaş ediyorlar. 'Sahte dediler' Sahte diyenlere sesleniyoruz. Biz sahte işi bilmeyiz. Onu biz bilmeyiz. Biz yapmaya kalksak ayağımıza dolaşır. Bu süreçte sahte dediler sahte iddiası çöktü. Savcılık istiyormuş, vereceğiz savcılığa. Onlarda baksınlar. orijinallerini vereceğiz" şeklinde konuştu.

SORULAR YÖNELTTİ

Tazcan konuşmasının devamında, "Şu sorunun cevabı vermek zorundalar. Hangi şirketi sattılar, adı nedir. Bu şirketin ortakları kim, sattıkları şirketin. Bu şirketin bilançosu nedir. Bu şirketin varlıkları nedir. ‘Şirketi sattı’ diyorlar, devir senetleri nerede. Kim almış kim satmış. Ne kadar faaliyet yürütmüş. Ne kadar para kazanmış. Ne kadar vergi ödemiş. Bunlara bakalım" şeklinde sorular yöneltti. 

"BU BASİT TİCARİ İLİŞKİ DEĞİLDİR"

Şirketin bir adada kurulduğunun altını çizen Tezcan, "Bu basit ticari ilişki değildir. Buna kim inanır. Burada mide bulandıran bir şey var. Bunu söyleyince kıyamet koptu. Sahte değil, her şey meydanda. Arkadaşlarımızın ada hassasiyetini biliyoruz. Aynı hassasiyeti Ege’deki Türk adaları içinde bekliyoruz. Şimdi kutuyu açtık. Daha yeni kutular açılır" diye konuşması sonlandırdı.

Tezcan, konuşmasının ardından beraberinde getirdiği 3 klasör halindeki belgelerin fotokopilerini basın mensupları ile paylaştı. 

Bülent Tezcan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Açtırma kutuyu söyletme kötüyü derler. Mübarek cuma günü, bize kutuyu açtıracaklar. Biz, TBMM bu konuyu görüşsün dedik ama hakim irade bu konunun görüşülmesinden anlaşılan o ki rahatsız. Biz kutuyu açtık, bundan sonraki artık kutunun içinden çıkanlardan kimin rahatsız olacağı ile ilgili.

Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında bir para trafiğini belgelerle açıkladı. Bellway diye bir şirket var Man Adası'nda kurulmuş, naylon şirket. Bunu unutmayın naylon şirket. Çünkü 1 sterlin sermayeli bir şirket. Türk parasıyla söylüyorum şirketin sermayesi 5 lira. 5 lira sizi buradan havaalanına götürmez. Peki bu şirketin diğer tarafında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın akrabaları var. Başkanımız salı günü bunu açıkladı, biz de konuyla ilgili önerge verdik; araştırılsın diye. Ama talebimiz AK Partili vekillerin oyuyla reddedildi. Dün TBMM'de parmak hesabı vicdan hesabını yendi.

Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı ve bugün Tezcan'ın basına dağıttığı dekontlarda ticari ithalat veya ihracat bedeli yazmıyor.  "İthalat dışı döviz transferi" ibaresi yer alıyor

Paylaşın paylaşın dediler, biz de şimdi paylaşıyoruz. Elimdeki dosyaların tamamını sizlere dağıtacağız. Demek ki ne yaptığımızı biliyoruz. Biz adım adım ilerledik. Bu 4 gün içinde ne oldu? Boğuntuya getirmeye çalıştılar ama getiremeyecekler. Bizi susturmaya güçleri yetmeyecek. Bütün dünyanın imkanlarını kullansan ve üzerimize gelsen de bizi susturmaya gücün yetmeyecek.

Önce dediler ki bu belgeler sahte. Sonra ticari ilişki var dediler. Sonra aslında çarşamba günü AK Pari Genel Başkanı Tayyip Erdoğan dedi ki bu şirket satışı aldığı para dedi. Şimdi olayı bir hatırlayalım. Man Adası'nda bir şirket kuruluyor. Şirketin ana sözleşmesi burada. 2 Ağustos 2010 tarihinde şirket kurulmuş. Bir ortağı var; Sıdkı Ayan. Bir ortaklı, bir hisseli. Böyle bir şirketi Türkiye'de kurdururlar mı? Ayan 2 Ağustos tarihinde şirketi kurdurmuştu, bu hissesini 2.5 ay üzerinde tutmuş güya, 15 Kasım 2011 tarihinde Kazım Öztaş diye birisine devretmiş. Senaryonun isimleri bunlar. Bu isimler üzerinde yürüyen bir süreç. Kaça devretmiş, 1 sterline devretmiş. 1 ay sonra yani 15 Aralık 2011 tarihinden itibaren o söylenen para trafiği başlamış. 15 Aralık 2011 tarihi ile 4 Ocak 2012 tarihleri arasında 15 milyon dolarlık bir para trafiği var.

Şirketi kuruyorsun, birine devrediyorsun, bir ay sonra devraldığın kişiyle bir para trafiği başlıyor. Biz bunları açıkladık, olayı hatırladık. Şimdi bize dediler ki bu belgeler sahte. Sahte dedikleri dekontlar; Mustafa Erdoğan 1 milyon 250 bin dolarlık dekont, bu mu sahte? Bitmedi, Ziya İlgen 1 milyon 250 bin dolarlık dekont bu mu sahte? Bilal Erdoğan 1 milyon 450 bin dolarlık dekont bu mu sahte? Mustafa Gündoğan 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte? Hani sahteydi.

Osman Ketenci, dünürü 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte? Yine Ketenci 1 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Mustafa Erdoğan 2.5 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Ve son olarak Ziya İlgen, enişte 2.5 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Hangisi sahte? Bunların tamamı orjinal belgeler. Şimdi bu belgelerin tamamını size dağıtacağım.

"SAVCILIĞA DA VERECEĞİZ"

Bunlara sahte diyenlere sesleniyorum; Biz sahte işini bilmeyiz ama off shore adalarında iş tutmayı becerenler sahte işlemlerin nasıl yapılacağını çok iyi bilirler. Biz açık net her şeyi paylaşıyoruz. Bu süreçte burada sahte iddiası çöktü, savcılık da istiyormuş savcılığa da vereceğiz, onlar da baksınlar. Şimdi dediler ki şirket satışı için verildi bunlar; ee nasıl bir şirket satışı bu? AK Parti Genel Başkanı Erdoğan söyledi bunu. İyi ne güzel, biz para gitti diye konuşurken para geldiye döndü olay. Daha vahim. Şu sorunun cevabını vermek zorundalar; hangi şirketi sattılar? İkinci soru, bu şirketin ortakları kim? Kamuoyu bilecek. Üçüncüsü; sattıkları şirketin sermayesi ne kadar? Bu şirketin bilançosu ne? Bu şirketin varlıkları ne? 15 milyon edecek ne varlığı var bu şirketin? Şirket sattı diyorlar, devir senetleri nerede? Çıkarın onların üzerinden konuşalım.

'YA KARA PARA AKLAMA YA VERGİ KAÇIRMA"

Şimdi vatandaşlara soruyorum; vicdanı olan vatandaşlara soruyorum bunun için hesap kitap bilmeye gerek yok. Bu şirketin bütün varlığı 5 lira, bu şirket 15 milyon dolar ödüyor, 20 gün içerisinde ödüyor. Buralar off shore cennetleri... Kazım Öztaş kimdir? Kazım Öztaş bu şirketi aldıktan sonra 20 gün içerisinde 15 milyon dolar ödeme gücüne nasıl ulaşmıştır? Okunmuş 1 dolarlardan sihirli 1 sterlinler devrine geçtik. Bu belgeler sahte diyorlar sahte falan değil. İnsanın aklına iki şey gelir; kara para aklama gelir. Ya da vergiden kaçınma gelir.Dünyanın hiçbir demokratik, aklı başında ülkesinde bu kadar bedavaya yaşanmaz. Ortada mide bulandıran bir ilişki vardır; bu belgeleri kamuoyu ile paylaşacağız, orjinallerini savcılığa vereceğiz, kutuyu açtık kapattık sanmayın.

 

Bakmadan Geçme